-
1 inayet
-
2 inayet
,-ti 1. kindness, benevolence. 2. the grace of God. -te bulunmak to do a favor. - etmek /a/ 1. to do a favor (to). 2. to be gracious (to). 3. kindly to give one´s attention (to). - ola! May God help you! (said to a beggar when refusing to give him/her anything).
См. также в других словарях:
inayet etmek (veya eylemek) — iyilik ve yardım etmek, kayırmak, lütfetmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
İNAYET — Yardım, lütuf meded etmek. * Mühim bir işle karşılaşıp onunla meşgul olmak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
inayette bulunmak — inayet etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
MÜKÂBERE — (Kibr. den) Kendi sözünün haksızlığını ve karşısındakinin doğruluğunu bildiği hâlde kabul etmemek ve nizâ çıkarmak, kavga etmek. Kendini büyük görmek.(Hilkat ı kâinatta bir hikmet i tâmme görünüyor. Evet inayet i ezeliyenin timsali olan hikmet i… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
İMTİHAN — Deneme, Tecrübe etmek. * Bir şeyin hakikatına ıttılâ peyda etmek için çok dikkatle düşünmek. * Salâhiyet veya salâhiyetsizliğini anlamak için yapılan teftiş ve tecrübe.(Hakîm i Ezeli, inâyet i sermediye ve hikmet i ezeliyenin iktizası ile, şu… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
KÜFR-İ MUTLAK — Hiç bir imâni hükmü olmamak, dine âit hiç bir hakikatı, Allah ın varlığına âit hiç bir delili kabul etmemek. İhsan ve inayet i İlâhiyyeye karşı şükür etmiyerek fiilen ve kavlen inkâr etmek. ( Neuzü billâh dine söğmek gibi) Küfr ü icabettiren bazı … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
TEFADDUL — Faziletlilik iddiasında bulunmak. Üstünlük taslamak. * Bir kimseyi inâyet, ihsan ve kerem ile memnun etmek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük